b) Phrasal Verb’ler

Yukarıda edat sorularının çözümüyle ilgili bazı zorluklardan bahsettik. Ancak edatların baş belası bir de kardeşleri var: phrasal verb’ler (fiil+edatlardan oluşan kelime grupları). Bunlar da arıza çıkarma konusunda edatları aratmazlar.

Look for (aramak), give up (vazgeçmek), break down (bozulmak), go ahead (devam etmek)…

Bunları İngilizceye başlayan herkes ilk aylarda öğrenir. Fakat YDS için bu listeyi “biraz!” uzatmak gerekiyor. Üstelik edatlardan farklı olarak, phrasal verb’lerde bir sıkıntı daha var. Bu kelime grubunun içinde geçtiği cümleleri de iyi anlamak gerekiyor. Kapsam geniş, zaman dar. Aksi gibi sınavda bu türden sadece 1 ya da 2 soru geliyor. O halde sadece edatlar için değil, phrasal verb’ler için de akılcı bir kâr-zarar hesabı yapmalıyız. Yani çok çıkan bazı phrasal verb’leri (örnekler aşağıda) öğrensek yeter. Gerisi şansa (veya atışa) kalır.

turn down (reddetmek, geri çevirmek)
make out ([ne olduğunu] kestirmek, anlamak)
bring about (meydana getirmek)
come up with ([bir fikir vs.] ortaya atmak, [bir çözüm, cevap vs.] bulmak)

Kaynak: https://bademci.com/yds-yokdil-kelime-ezberleme-teknikleri/#keedat

Bu bölümü bir örnek phrasal verb sorusu ile bitirelim.

The fuel used by ships and aircraft to bring food and drink to Britain —- 4 million tonnes of CO2 emissions.

A) bangs out
B) deals with
C) accounts for
D) gets through
E) spends up

Çözüm: Seçeneklerin Türkçe karşılıklarını tek tek vermek zorundayız. Ne yazık ki, phrasal verb sorularında başka bir çaremiz yok. Ancak phrasal verb’leri tanıyanlar için bazı kolaylıklar sunacağız. Yani soruyu kelime kelime çevirmeden bazı püf noktalarını gösterip cevaba gideceğiz.

Not: Soruda geçen aircraft (uçak) kelimesinin tekili ve çoğulu aynıdır (an aircraft, two aircraft).

A: bang out: (düşük kaliteli bir malı) büyük miktarlarda üretmek, yüksek sesle (şarkı vs.) söylemek, (bir müzik aleti vs.) çalmak. (YDS/YÖKDİL’de nadir çıkan bir phrasal verb. / Uzak çeldirici.)

Many Chinese factories bang out the same product year after year.

B: deal with: ile ilgilenmek, (bir konu) üzerinde çalışmak. (YDS/YÖKDİL’de çok sık çıkan bir phrasal verb.)

The author (yazar, akademisyen) deals with magnetic fields (alan) in her article (makale).

Soru cümlesindeki gemiler ve uçaklar bir şey ile ilgilenmez. İnsan ilgilenir. Deal with, bizce sorunun ikinci uzak çeldiricisi.

C: account for: karşılık gelmek, (bir şeyin nedenini) açıklamak. (Çok sık çıkan bir phrasal verb.)

At one time Turkey’s exports to Iraq accounted for 25% of all her exports.

Bir ara/aralar, Türkiye’nin Irak’a ihracatı toplam ihracatının %25’ine karşılık geliyordu.

His illness accounts for his absence from class.

Hastalığı okula gelmeyişini açıklıyor.

Bir deyim: There’s no accounting for taste. (Zevkler ve renkler tartışılmaz.)

Rakamların olduğu bir yerde (4 milyon ton vs.) account for’u düşünmek akıllıca olabilir.

D: get through: (bir zorluğu) aşmak, (bir sınavı) başarmak. (Çok sık çıkan bir phrasal verb.)

Who knows how to get through the YDS exam?

Soru cümlesini okuyunca pek olumlu bir hava esmiyor. Yakıt kullanımı, çok yüksek miktarda karbondioksit salımı vs. O halde net olumlu anlam taşıyan D seçeneğinin bu soruda şansı yok.

E: be spent up: parasını harcayıp bitirmiş olmak (YDS/YÖKDİL’de nadir çıkan bir phrasal verb. Ancak sorunun taşıdığı anlam açısından yakın çeldirici.)

I can’t afford (satın almaya vs. gücü yetmek) another book; I am spent up.

Sorunun girişinde kullanmak, tüketmek anlamında zaten use fiili var. Bir daha niye benzer anlamda spend (kullanmak, tüketmek) fiiline ihtiyaç olsun? Eğer soru, kullanılan yakıt için harcanan paradan söz etseydi, o zaman spend’e şans verirdik. Fakat yine de bu seçeneğin yakın çeldirici olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

Kaynak: https://bademci.com/yds-yokdil-kelime-ezberleme-teknikleri/#keedat2


Devamı 1 2 3 4 5 <-6-> 7 8 9 10 11